Son dönemde uluslararası ilişkilerde yeniden gündeme gelen S‑400 hava savunma sistemi, yaklaşık on yıl sonra yeni bir iddia ile dikkatleri üzerine çekti. Bloomberg’e sızan bilgilere göre, Türkiye’nin, 2010’ların ortasında Rusya’dan satın aldığı S‑400 sistemlerini iade etmeyi düşündüğü iddia ediliyor. Bu yeni iddia, askeri, diplomatik ve uluslararası ilişkiler bağlamında önemli tartışmalara yol açtı. Türkiye’nin savunma politikalarındaki değişiklik ve ABD ile ilişkileri yeniden şekillendiren bu olasılık, dış politika uzmanları tarafından dikkatle izleniyor.
S‑400’lerin iade edilmesiyle ilgili gündeme gelen iddialar, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi olabilir. İddiaya göre, Türkiye’nin S‑400’leri iade etmesi, ABD yapımı F‑35 savaş uçaklarını tekrar satın alma sürecini başlatabilir. Bu, özellikle F‑35 programından Türkiye’nin çıkarılmasından sonra, iki ülke arasında yeniden başlayan gerilimi yatıştırmak için bir çözüm yolu olabilir. Ancak, bu gelişme resmi kaynaklarca doğrulanmış değil ve Türk hükümeti konuya dair herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ayrıca, Rusya’nın bu olasılıkla ilgili herhangi bir açıklama yapmaması, tartışmaların daha da derinleşmesine neden oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında son dönemde gerçekleştirilen görüşmelerde de S‑400’lerin durumu ele alındığı iddia ediliyor. İki liderin görüşmelerinde, bu askeri malzemenin geleceği ve uluslararası ilişkilerdeki rolü üzerinde durulmuş olabilir. Ancak, Kremlin ve Türk hükümeti bu konuda net bir açıklama yapmadığı için, iddiaların doğruluğu şüpheyle karşılanıyor.
Uluslararası ilişkilerdeki gelişmelere paralel olarak, ABD, Türkiye’nin S‑400’leri bulundurmasının, F‑35 programına katılımını engellediğini vurgulamaya devam ediyor. Türkiye’nin S‑400’leri iade etmesi halinde, bu durumun F‑35 programına yeniden katılımı mümkün kılacağı belirtiliyor. ABD’nin S‑400’ler konusunda Türkiye’ye karşı uyguladığı yaptırımlar ve diplomatik baskılar, bu iddiaların daha da güçlenmesine neden oldu. Ancak, Türkiye’nin bu konuda ne yönde bir karar vereceği, hem bölgesel güvenlik dinamiklerini hem de uluslararası ittifaklarını etkileyebilir.
Bir diğer önemli gelişme ise, Türkiye’nin savunma sanayiindeki bağımsızlık yolunda attığı adımların sonucunu nasıl etkileyeceği. S‑400’lerin iade edilmesi, Türkiye’nin Rusya ile olan askeri işbirliği ve bağımsız savunma stratejilerinin geleceği açısından bir dönüm noktası olabilir. Bu adım, Türk savunma sanayisinin gelecekteki yönünü belirleyebilir ve NATO ile ilişkilerdeki dengeleri yeniden şekillendirebilir.
Tüm bu gelişmelerin ışığında, ilerleyen günlerde Türkiye’nin resmi açıklamaları ve diplomatik adımları, S‑400’ler konusundaki iddiaların doğruluğunu ya da yanlışlığını ortaya koyacak. Özellikle ABD ile ilişkilerdeki bu yeni dönemin, S‑400’lerin geleceği ve Türkiye’nin dış politikasındaki değişimle nasıl şekilleneceği büyük bir merak konusu.




