Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışmalarının devam ettiği 6’lı masada yeni bir kriz patlak verdi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 6’lı masanın adayının kazanması halinde cumhurbaşkanı ve yardımcılarının görev ve yetki alanlarını tanımlarken dikkat çeken sözler sarf etti.
“GENEL BAŞKANLAR DOĞRUDAN İMZA YETKİSİNE SAHİP OLACAK”
Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel başkanlar, cumhurbaşkanı kadar, cumhurbaşkanı gibi ister içerden ister dışarıdan olsun her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak.” ifadelerini kullandı.
“6’LI MASA BÖYLE BİR DEĞERLENDİRME YAPMAMIŞTIR”
Gelecek Partisi liderine, 6’lı masadaki ortakları İYİ Parti’den yanıt geldi. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, basın toplantısında yaptığı açıklamada, 6’lı masada böyle bir konunun konuşulmadığını söyledi. Zorlu, “6’lı masa böyle bir değerlendirme yapmamıştır. Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarıyla mücadele edecektir. Bunu yaparken 30 Ocak’ta lansmanını yapacağımız yol haritası ve hükümet programı çerçevesinde hareket edecektir. 6’lı masanın ortak aklı devreye girecek, Cumhurbaşkanı daha sağlıklı çalışacaktır. İYİ Parti bunu desteklemektedir, ama diğer yaklaşımı doğru bulmayız.”” dedi.
DAVUTOĞLU’NDAN ELEŞTİRİLERE YANIT
Öte yandan Habertürk’ten Nihal Bengisu Karaca’ya konuşan Ahmet Davutoğlu, “vesayet” eleştirilerine yanıt verdi. Karaca’nın, “6’lı masadaki parti genel başkanlarının anketlerin öngördüğü şekilde oy almaları ihtimalinde yüzde 51’in oyunu alarak cumhurbaşkanı olmuş kişiyle eşit söz hakkına sahip olmaları, vesayet olarak değerlendiriliyor. Bu eleştiriye cevabınız nedir?” sorusunu Davutoğlu şu sözlerle yanıtlamıştı:
“BURADAN VESAYET ÇIKARANLAR CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ MANTIĞINA ZİHNEN TESLİM OLANLAR”
“Bu konuda söylediklerim çok açık aslında. Geçiş sürecinde genel başkanlar yürütme mekanizmasının içinde etkin bir şekilde yer alacaklar ve karar alma ve imza süreçlerinde yetki sahibi olacaklardır. Buradan bir vesayet çıkaranlar zihnen tek kişinin tek akılla tüm yetkiye sahip olduğu Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi mantığına zihnen teslim olanlardır.
“BAKANLAR BAŞBAKANA VESAYET Mİ KURMUŞ OLUYORDU?”
Geçmişte çarpık da olsa uygulanan parlamenter sistemde dahi Bakanlar Kurulu kararlarına bütün bakanlar imza atarlardı ve imzalar tamamlanmamışsa Bakanlar Kurulu kararı yürürlüğe giremezdi. Ayrıca üçlü kararnameler de vardı. Koalisyon hükümetlerinde de durum buydu. Bu durumda bakanlar başbakana vesayet mi kurmuş oluyordu?
“VESAYET İLİŞKİSİ DEĞİL ORTAK AKIL ANLAYIŞI VAR”
Ayrıca tek başına tüm yetkiyi kullanmak isteyen bir aday kimseye ihtiyaç hissetmeden tek başına seçime girer ve yetkileri kullanır. Ama altı genel başkanın onayı ve desteği ile seçime giren bir aday, genel başkanların yürütme erkinin kullanımında etkin konuma sahip olmalarını da kabul etmiş demektir. Genel başkanların yürütmede etkin rol almaları seçim sonrasında Cumhurbaşkanı-TBMM ilişkileri açısından da önemlidir. Burada bir vesayet ilişkisi değil ortak akıl-ortak sorumluluk anlayışı vardır.
“OYU MİLLET VERECEK ÜLKEYİ KAYYUM VERECEK”
Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Davutoğlu’nun sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan, “Ülkemizde Cumhurbaşkanı seçilebilmek için en az 2 kişiden 1’inin oyunu almak gerekiyor. Bunların seçtiği Cumhurbaşkanı, 2 kişiden 1’ine değil masadaki 6 kişiye karşı sorumlu olacakmış. İki kavram çok önemli; güven ve istikrar. Kendi özgür iradesiyle karar alamayacak birisini millet niye Cumhurbaşkanı diye başına geçirsin ki. Oyu millet verecek ülkeyi kayyum yönetecek. Bir davula 6 tokmak birden inecek. Bu modeldeki Cumhurbaşkanı’nın Anadolu’daki insanımızın kargaları uzak tutsun diye koyduğu bostan korkuluğundan daha fazla iradesi olabilmesi mümkün mü?” diye konuştu.
