Yazar Alpaslan Demir’in rızık konusuna farklı bir açıdan bakmaya çalıştığı “Rızkı Veren Hüdadır” isimli kitabı Çınaraltı Yayınları arasında okuyucuları ile buluştu.
Yazara göre rızık, sadece geçimi temin etmek için elde edilecek zaruri ihtiyaç maddeleri olarak anlaşılmamalı, maddi kazanım olarak tarif edilmemelidir.
İnsanın temel ihtiyacı olan gıdanın yanı sıra yuva kurulan uyumlu bir eş, anlaşılabilir güzel bir arkadaş da rızık olarak tanımlanabilir. Yerine göre muhatap olunan içten bir gülümseme, işitilen tatlı bir sözdür rızık. Öğrenilen yeni bir bilgi, karşılaşılan yeni bir dost da rızık olarak adlandırılabilir.
Dolayısıyla rızık dediğimiz şeyi geçim maddesi olarak algılayıp yarını kaygı etmek, bugünden gelmemiş geleceğin kaygısı ile yaşamak yakışmaz insan olana. Ona düşen görev kendi sorumluluğunun bilincinde çalışmak çabalamak, gerisini yaratana bırakmaktır. Çünkü insanın geleceği kendi elinde, kendi çabasında gizlidir.
Yarını kaygı ederek biriktirdikçe biriktirmek, bugünü yaşayamadan yarınların telaşına kapılmak yakışmaz insana. Tıpkı Sadi Şirazi’nin söylediği gibi; “Ne karınca zayıf olduğu için aç kalır ne de aslan pençesinin zoruyla karnını doyurur. Rızık yalnızca Allah’a aittir!”
İnsana yakışan ise her gününü iyi değerlendirmek, ânın tadını çıkarmaktır.
Rızık konusunu en güzel özetleyen ise Nesimi’nin şu şiiridir:
“Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına.
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına.
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına,
Rızkımı veren Hüda’dır kula minnet eylemem…”
Okunması kolay akıcı üslubu, yalın anlatımıyla dikkatleri çeken kitap rızık konusuna bakış açınızı değiştirecek yeni bir çalışmadır. Rızık konusu bu kitapta hurafe ve bid’attan uzak bir şekilde sağlam kaynaklar taranarak anlatılmaya gayret edilmiştir. Ayrıca yazarın çevresinde şahit olduğu rızık konulu gerçek yaşam hikayelerine de kitap içerisinde yer verilmiştir.