MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada İstanbul’da meydana gelen kar meselesine değindi. Bahçeli açıklamasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı.
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul’daki kar krizine yönelik açıklamalarda bulundu.
Balıkçıda yediği yemek üzerinden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na tepki gösteren Bahçeli, “Görevinden bir an önce affını talep etmelidir” dedi.
“YOLLARI TUZLAMAYACAK YÖNETİM BECERİSİNE SAHİP OLAMAMIŞTIR”
Sorunun kar yağması olmadığını dile getiren Bahçeli, “İstanbul’a perşembenin geleceği çarşambadan belliydi. Sorun karın yağması değil alınmayan önlemler zinciridir. İBB Başkanı meteorolojinin uyarılarını hatırlayamamıştır. Mühim olan tedbirleri kar yağmadan almaktır. Balığa tuz dökmeyi akıl etmiş ama yolları tuzlamayacak yönetim becerisine sahip olamamıştır. İstanbul’da balık baştan kokmuştur. Kar göstere göstere gelmiş, İstanbul Belediyesi, vatandaşlarımızı çileye mahkum etmiştir.” ifadelerini kullandı.
“GÖREVİNDEN AFFINI İSTEMELİ VE DEMOKRASİNİN ÖNÜNÜ AÇMALI”
İmamoğlu’nun görevden affını talep etmesi gerektiğiyle ilgili açıklamalarda bulunan Bahçeli, “İstanbul’da yaşanan dünyanın başka bir ülkesinde yaşansaydı, o belediye başkanı bir dakika koltuğunda oturmazdı. Dileğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı’nın görevden affını istemesi ve demokrasinin önünü açmasıdır.” dedi.
“NORMAL OLMAYAN LÜKS BİR MEKANDA GÖRÜŞÜLMESİDİR”
Bahçeli, açıklamalarında şu ifadelere de yer verdi:
“Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan daha çok önemsemiştir. Normal şartlarda İstanbul Belediye Başkanı’nın pek tabi herkesle görüşmesi normaldir. Normal olmayan bir ortamda lüks bir mekanda görüşülmesidir. Bir belediye başkanı için karla mücadeleden başka ne önemli olabilir.
“NİYE VE NE MAKSATLA…”
Niye ve ne maksatla bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme önemliyse kağıt üzerine alınmış mıdır? Son zamanlarda ülkemizde görev yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat çekicidir.
MOBESE kayıtlarına düşünce kıyamet koparırlar. İstanbul dramı konuşmazlar, karı konuşmazlar. İzleniyorlarmış, takip ediliyorlarmış, geçin bunları. Açığı olanların MOBESE’den şikayet etmesi doğaldır.
“ABD OLASI BİR SAVAŞTA UKRAYNA’YA ASKER GÖNDERMEYECEK”
Rusya ile Ukrayna arasında gün geçtikçe artan gerilimin Türkiye’yi, Kafkasya’yı nasıl etkileyeceğini ölçmek lazımdır. Beklentimiz barış ve sukunetin esas olmasıdır. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. ABD olası bir savaşta Ukrayna’ya asker göndermeyeceğini açıklamıştır.
“SAYIN ERDOĞAN’IN ZİYARETİ BÖLGE BARIŞINA DESTEK OLABİLİR”
ABD, PKK/YPG tanksavar füzelerini ise Ukrayna’ya göndermiştir. Rusya ise Ukrayna sınırındaki varlığını güçlendirmiş her ihtimale hazır olduğu mesajını vermiştir. ABD’nin Avrupa’yı çatışmaya ikna edemediği anlaşılıyor.
Rusya ile Ukrayna arasında ilişkilerin iyileşmesi bu ülkeyle dostane ve yapıcı ilişkileri bulunan üçüncü bir ülke tarafından olacaktır. Bu ülke kuşkusuz Türkiye’dir. Sayın Erdoğan’ın Ukrayna ziyareti bölge barışına destek olabilir.
İFADE VE DÜŞÜNCE HÜRRİYETİNE DE DEĞİNDİ
İfade ve düşünce hürriyeti, vandalların ikmal deposu değildir. Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz. Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek, hayvan benzetmesi yapmak ifade ve düşünce özgürlüğü sayılamaz.
Bu suçtur. Hz. Adem ile Hz. Hava’ya söylenen sözler sıradan bir söz olarak değerlendirilemez.
“DEMOKRASİ TAŞLAŞMIŞ KALPLERİN HARCI DEĞİLDİR”
Trabzon’daki 10 yaşındaki çocuğumuz cumhurbaşkanına “Amca” derken, Kılıçdaroğlu’na hain demiştir. Bu çocuğa bunları düşündüren nedir? Eren Bülbül’ün katilleriyle saf tutanlar, katila katil, teröriste terörist diyemeyen her kim varsa demokrasiye geceyle gündüz gibi mesafe koymuştur. Sorosçu Kavala’ya övgü düzmek demokrasi değildir. Demokrasi taşlaşmış kalplerin harcı değildir.”
Kaynak: ensonhaber