CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyeti 100. yılında sizlerin oylarıyla demokrasiyle taçlandıracağız. Hiç kimsenin yaşam tarzı, inancı, kimliği siyaset konusu olmayacak.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediyesince yaptırılan 100. Yıl Cumhuriyet Akademisi’nin temel atma törenine katıldı.
Buradaki konuşmasında Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin 99. yılının kutlandığını, 99 yılda bazı acı olayların da yaşandığını belirtti.
Yeni bir yüzyıla hazırlık yapılması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, büyük acıların yaşanmasının istenmediğini, Türkiye’nin aydınlığa çıkarılması gerektiğini dile getirdi.
Cumhuriyet’in fazilet, kimsesizlerin kimsesi, demokrasi, insan hakları, kadın erkek eşitliği, adalet, hukuk anlamına geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyeti, 100. yılında sizlerin oylarıyla demokrasiyle taçlandıracağız. Hiç kimsenin yaşam tarzı, inancı, kimliği siyaset konusu olmayacak. İnsana insan olarak bakacağız. Varsa sorunları, sorunlarını çözmeye talip olacağız. Eğer bir ülke kendi insanının sorununu çözemiyorsa yönetimde sorunları var demektir.” diye konuştu.
Türkiye’nin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Yeni bir vizyon belgesi açıklayacağız dediler ve şöyle bağladılar, ‘Gelin hep beraber bu vizyon belgesinin içini dolduralım.’ Ne demektir bu? Bir şey yapamadık, belge boş, koyduk ama gelin dolduralım.” dedi.
“Adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek”
Kılıçdaroğlu, gelecek yüzyılın Türkiye’nin yüzyılı olmasını ve bölgede en güçlü ülkenin Türkiye olmasını istediklerini ifade etti.
Hiç kimsenin düşüncesinden ötürü yargılanmadığı, her türlü düşüncenin özgürce ifade edilebildiği bir Türkiye ve adalet sistemi istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Saraydan alınan talimatlarla karar veriliyorsa o ülkede, adalet yok demektir. Söyledim değişik yerlerde, Batıkent’te bir kez daha söylüyorum, size söz veriyorum, adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek.” dedi.
Altı genel başkanın bir arada olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ayrı partiler olduklarını ama aynı şeyleri söylediklerini, demokrasi ve adalet istediklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların Cumhuriyet ile bir sorunu var. Dilimizle sorunu var. Efendim neymiş Türkçeyi unutmuşuz, kültürümüzü unutmuşuz. Efendim Arapça olsaymış başka bir şey olurmuş. Buradan söylüyorum, o beyefendi sözde üniversiteyi bitirmiş, sözde bakanlık da yapmış. Sen, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Osmanlı Devleti’nin ne olduğunu bilmiyorsun. Cumhuriyet’in ne olduğunu bilmiyorsun. Türkçenin de ne olduğunu bilmiyorsun. Türkçenin dünyanın en köklü dillerinden biri olduğunu bilmiyorsun. Cumhuriyet’e düşmanlık yaparak kendilerine farklı bir alan açmak istiyorlar. Cumhuriyet bizim cumhuriyetimizdir, 85 milyonun cumhuriyetidir.”
“Dünyadan haberleri yok”
Kılıçdaroğlu, sosyal yardımlara da değinerek, hiç kimsenin yoksulluğunun afişe edilmemesi, sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerektiğini söyledi.
İktidara gelmeleri halinde yapacakları hizmetleri sıralayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Fazla değil, Allah nasip eder Millet İttifakı’nın iktidarında göreceksiniz. Uyuşturucuyu da uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden tamamen yok edeceğiz. Ne kadar derin bir sorun olduğunu biliyorum. Bu konuda araştırmalar yaptık. Ama bu sorunu çözmek için iktidar olmak gerekiyor.”
20 yüzyılın sonuyla 21. yüzyılın başında teknoloji devrimi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, iktidara bilim ve teknolojiden haberdar olmadıkları eleştirisinde bulundu.
“Biz bu tabuları yıkacağız”
Dış politikada sorunlar olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, “Bir lider, Türkiye’yi yöneten kişi, ‘Bak senin mal varlığını araştırırım’ dendiği andan itibaren itiraz etmezse, ‘Benim mal varlığımı araştırmazsanız namertsiniz’ diye meydan okumazsa o lider egemen güçler tarafından esir alınmış demektir. Artık onun bağımsız bir iradesi söz konusu olamaz. Biz bu tabuları yıkacağız. Mal varlığı mı? ‘Araştırmazsanız namertsiniz’ diyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Demokrasinin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Kendisine değişik yerlerde söyledim. Bir de buradan halkın önünde söyleyeyim. Kendine güveniyorsan çık artık karşıma kardeşim. Televizyonların var, gazetelerin var. Yanına al bakanlarını, danışmanlarını, promtırını. Ne yaparsan yap. Tek başıma çıkacağım. Yüreği varsa gelsin karşıma. Çıkar mı? Ben de biliyorum, çıkmaz. Öyle kabadayılık, beş on taraftarı bulup onların önünde bağırmakla olmaz. Kabadayıysan, Kasımpaşalıysan çıkarsın karşıma, devletin bütün imkanları sende. Bana yüz soru sor, ben sana yüz soru soracağım. İki soru sorayım, bir soru sorayım. Ama gelemez, cesaret edemez. Bunu gayet iyi biliyorum. Benim karşıma çıkmaya cesaret edemeyen bir insanın ülkeyi sağlıklı yönetmesi mümkün değil.
Batıkent Meydanı’ndan yine açık çağrı yapalım, söyleyelim. Olur ya bu sefer ‘Evet’ derse son derece mutlu olacağım. Saatini o belirlesin. Televizyonu o belirlesin, arzu ettiği gazetecileri o çağırsın. Gideceğiz, mücadele edeceğiz. Çünkü biz haklıyız ve haktan, adaletten yanayız.”
Programa, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de katıldı.