TÜRKİYE, Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan’ın, Karadeniz’i tehdit eden deniz çöpleri ve mikroplastik (5 milimetreden daha küçük plastik parçacıkları) kirliliğine karşı başlattığı ortak mücadele kapsamında Trabzon’da çalıştay düzenlendi. Proje Koordinatörü Doç. Dr. Coşkun Erüz, “Karadeniz; Avrupa Birliği tarafından Avrupa’nın en kirli denizi olarak kabul ediliyor. Deniz çöpü olarak, Akdeniz’de birim alandaki atık miktarın 4 katı çöpümüz var” dedi.
Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi’nce yürütülen ‘Karadeniz Ekosistemini Korumak İçin Toplumsal Farkındalığı Artırarak Deniz Çöplerini Azaltma LitOUTer’ projesi kapsamında çalıştay düzenlendi. Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan’dan temsilcilerin de katıldığı 3 gün sürecek çalıştayda, Karadeniz’deki kirlilik masaya yatırılacak. KTÜ’deki çalıştayda Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk İlkokulu öğrencileri, atıklardan hazırladıkları kıyafetleri giyerek, kirliliği anlatan resimlerini de sergiledi.
‘HER CANLININ BİR YAŞAM HAKKI VARDIR’
Çalıştayın açılışında konuşma yapan KTÜ Rektörü Hamdullah Çuvalcı, Karadeniz’de her geçen gün artan kirliliğe karşı kamu özel idareleri, halk, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Çuvalcı, “Projemiz; üniversite, kamu ve özel sektör iş birliğiyle yapılan örnek bir projedir. Karadeniz ekosistemini korumak için halkın farkındalığının artırılması, küresel ölçekte bir sorun olan ve çoğunluğunu plastiklerin oluşturduğu deniz çöpleriyle ilgili durumunu ortaya konması ve farkındalığın hedeflenmesi hedeflenmiştir” dedi. Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu da “Her canlının bir yaşam hakkı vardır ve yaşam hakkını tehdit eden her şeyle mücadele etmek temel görevimizdir. Üniversitemizin bu projesi, o nedenle çok önemlidir” diye konuştu.
‘DÜNYADA 100 MİLYON TON ATIK DENİZLERDE’
Denizlerle kirliliğe yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü ve KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, 10 yıldan uzun süredir deniz çöpleri ve karasal taşınım konusunda çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Doç. Dr. Erüz, “Sadece Türkiye’de 83 milyon insan yaşıyor ve her kişi günde bir izmarit veya poşet atsa; 83 milyon adet ediyor ve bunu da gelişigüzel atıyoruz. Bunun temizlememiz imkansız. Başka birilerinin atılan çöpleri toplamasıyla bu sorunun çözülmesi mümkün değil ve sorun gittikçe büyüyor. Dünyada denizlere taşınmış ve yüzer durumda 100 milyon ton atık denizde. En az 10 katı da denizin dibinde duruyor. Dere ve göllerde de ciddi kirlilik söz konusu. Sorunu bireyde çözmeliyiz. ‘Atma’ kelimesini, ‘Attırmıyorum’ anlamına gelecek şekilde içselleştirebilirsek; sorunu ilk atandan başlayarak çözmüş oluruz” dedi.
‘KARADENİZ, AVRUPA’NIN EN KİRLİ DENİZİ’
Doç. Dr. Erüz, projenin 28 aydır sürdüğünü ve Karadeniz’de kirlilikle ilgili önemli tespitler yapıldığını belirterek, “Karadeniz; deniz çöpü, ağır metal, petrol atıkları, kimyasal ve diğer kirleticilere dair bilimsel çalışmalara bakılarak, AB tarafından Avrupa’nın en kirli denizi olarak kabul ediliyor. Deniz çöpü olarak, Akdeniz’de birim alandaki atık miktarın 4 katı çöpümüz var. Trabzon’da günlük 800 gram ile 1,5 kilo atık üretiyoruz. Bunun yüzde 80’i toplanıyor olsa bile geri kalanı duyarsız bireylerce doğaya bırakılıyor. Bunun yüzde 1,5’u kontrol edilemeden denize gidiyor ve Trabzon’da yılda 3 bin ton atık Karadeniz’e gidiyor. Karadeniz’in etrafında 160 milyon insanın yaşadığını düşünürseniz; bu günde 1 gram bile olsa 160 milyon gram gibi devasa rakama ulaşıyor” diye konuştu.
‘PLASTİKLER DENİZDE 10 NESİL BOYU KALIYOR’
Atıkların ve plastiklerin akıntı sistemleriyle denizlerde taşındığını anlatan Doç. Dr. Erüz, “Akıntı sistemleriyle Trabzon’a atılan bir atık, 1 ay sonra Gürcistan’a ardından Rusya kıyılarına gidiyor. Bu çöpler, uzun yıllar denizin içinde dolaşıp duruyor. Deniz çöplerinin yüzde 80’i plastiktir ve çoğu da yüzer durumda. Bir plastik denize düştüğünde 10 nesil boyunca denizde kalıyor. Küçülüp, parçalanıp farklı kirleticilere dönüşüyor. Bunu depolama ve geri kazanma sistemine aktaramazsak, bizden sonraki nesillerde çok ciddi etki yapacak bir durum. Bu projede 5 bin kişiye direkt, 30 bin kişiye ise dolaylı yoldan ulaşma şans elde ettik. Karadeniz’in yüzde 1’inde iyileşme veya düzelme sağlayabilirsek, bizim için anlamlı olacak” ifadelerini kullandı. (DHA)