Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ekim ayında üretici ile market arasındaki en fazla fiyat farkının yüzde 253 ile maydanozda görüldüğünü belirterek, markette 37 ürünün 31’inde fiyat artışı, 6’sında ise fiyat azalışı olduğunu bildirdi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, ekimde üretici ile market arasındaki fiyat farklılıkları, girdi fiyatlarında yaşanan değişimler ve tarımsal destekleme ödemeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ekimde üretici ile market arasındaki en fazla fiyat farkının yüzde 253 ile maydanozda görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, bu ürünü yüzde 216 ile elmanın, yüzde 212,5 ile marulun, yüzde 170 ile limonun, yüzde 163,3 ile havucun, yüzde 159,2 ile salatalığın takip ettiğini belirtti.
Bayraktar, üreticide 1 lira 64 kuruş olan maydanozun markette 5 lira 79 kuruşa, 4 lira 45 kuruş olan elmanın 14 lira 6 kuruşa, 4 lira 32 kuruş olan marulun 13 lira 50 kuruşa, 8 lira 17 kuruş olan limonun da 22 lira 6 kuruşa satıldığını ifade etti.
Markette 37 ürünün 31’inde fiyat artışı, 6’sında ise fiyat azalışı olduğuna işaret eden Bayraktar, şu bilgileri paylaştı:
“Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 33,4 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 30,6 ile salatalık, yüzde 29,3 ile kuru fasulye, yüzde 28,8 ile yeşil soğan, yüzde 26,7 ile kuru soğan, yüzde 23 ile kuru üzüm takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 10,2 ile sivri biber oldu. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 6,9 ile domates, yüzde 4 ile pirinç, yüzde 3,3 ile ayçiçek yağı, yüzde 3,1 ile toz şeker izledi.”
Ekimde üreticide fiyatı en fazla düşen ürünün yüzde 15,4 ile kuru incir olduğuna dikkati çeken Bayraktar, bunu yüzde 3,6 ile kuru fasulyenin, yüzde 3,3 ile elmanın izlediğini bildirdi.
Bayraktar, üreticide en fazla fiyat artışının yüzde 74 ile yeşil soğanda görüldüğünü ifade ederek, yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 41,5 ile domatesin, yüzde 35,4 ile ıspanağın, yüzde 33 ile salatalığın, yüzde 32,8 ile kabağın, yüzde 22,5 ile limonun, yüzde 20,6 ile maydanozun, yüzde 18,3 ile yeşil fasulyenin takip ettiğini kaydetti.
Geçen ay üreticide 29 ürünün 21’inde fiyat artışı olduğuna işaret eden Bayraktar, 4 üründe fiyat düşüşü görüldüğünü, 4 üründe ise fiyatın değişmediğini bildirdi.
Fiyat değişimlerinin sebepleri
Kuru incirde talepteki azalmanın fiyatların düşmesine neden olduğunu vurgulayan Bayraktar, kuru fasulye ve elma arzındaki artıştan dolayı fiyatların gerilediğini ifade etti.
Bayraktar, sivri biber, domates, salatalık, patlıcan, kabak, marul ve yeşil fasulyede arzdaki azalmanın ürünlerin fiyatlarını yükselttiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“TMO’nun çeltikte üretici fiyatlarını artırması pirinç fiyatlarına yansıdı. Havuçta yüksek fiyat, ürünün yeni sezona ait olması ve maliyetlerinin artmasından kaynaklandı. Nohut fiyatındaki yükselişte ise ihracat artışı etkili oldu. Yeşil soğan ve limon arzındaki düşüşler fiyatlara artış olarak yansıdı.”
Türkiye İstatistik Kurumunun ağustos ayı için yayımladığı girdi fiyat endeksinde yer alan mazot, gübre, elektrik, tohum, ilaç ve yem fiyatlarında yaşanan önemli artışların, tarım ürünleri üretici fiyat endeksini yüzde 142 artırdığına dikkati çeken Bayraktar, gübre endeksindeki artışın yüzde 238’i, mazot endeksindeki artışın ise yüzde 227’yi bulduğunun altını çizdi.
Bayraktar, tarım üretici fiyatlarında görülen artışların, girdi fiyatlarının yüksekliği sebebiyle artan maliyetlerden kaynaklandığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Tarımsal üretici fiyatlarındaki artışların çok üzerinde seyreden tarımsal maliyetlerdeki artışlar, çiftçilerimizin gelirlerinin düşmesine sebep oldu. Diğer yandan, tüketicinin tarım ürünlerine ödediği fiyatlardaki artışın önemli bir kısmı üretici ile market arasındaki farktan kaynaklanıyor. Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden, üretici ile tüketici arasındaki fiyat makasını daraltmadan ve üreticilerimiz ürünlerinin pazarlamasında daha çok söz sahibi olmadan tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir. Bunlar yapıldığı takdirde tüketiciye sağlanan faydanın yanında, Avrupa başta olmak üzere dünyada ürün talebinin arttığı bu dönemde dünya pazarlarındaki ürün ihracatında rekabet gücümüz artacak, üreticimiz ve ülkemiz kazanacaktır.”
Bayraktar, ekimde bir önceki aya göre gübre fiyatlarının kalsiyum amonyum nitrat gübresinde yüzde 3,4, üre gübresinde yüzde 0,7 artarken, amonyum sülfat gübresinde yüzde 4,7, DAP gübresinde yüzde 3 ve 20.20.0 kompoze gübresinde ise yüzde 1,6 düşüş gösterdiğini bildirdi.
Mazot fiyatının aylık olarak yüzde 14, son bir yıla göre ise yüzde 221 arttığına dikkati çeken Bayraktar, besi yeminin de ekimde aylık bazda yüzde 1,3, süt yeminin yüzde 1,4, yıllık olarak besi yeminin yüzde 107, süt yeminin ise yüzde 109 arttığını vurguladı.
Elektrik fiyatlarının son bir yılda yüzde 140 yükseldiğini belirten Bayraktar, zirai ilaç fiyatlarının ise yıllık bazda yüzde 95 artış gösterdiğini bildirdi.
“Destek miktarları ürün ekimi ve dikiminden önce ilan edilmelidir”
Bayraktar, üreticilerin temel tarımsal ürünlerden olan buğday, arpa ve kırmızı mercimek ekimine başladığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
???????”Bu dönemde bu ürünler için önemli ölçüde gübre ve mazot kullanılıyor. Mazot ve gübre gibi iki maliyet kalemi üretim için oldukça önemlidir. Tedariklerinde yaşanacak kesinti tarımsal üretimi düşürecektir. Dolayısıyla bu girdilerin fiyatlarının makul seviyelere çekilmesi üretime olumlu yansıyacak ve arz açığı verdiğimiz bu ürünlerde ülkemiz döviz kaybına uğramayacak, üreticilerimiz kazanacaktır. Kazanan üreticilerimiz de üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. 2021/2022 sezonu tarımsal destekleme ödemeleri 20 Ekim’de yani sezon bitmeye yakın açıklandı. En önemli tarım politikası aracı olan tarımsal desteklemelerde önemli olan kalem bazında destek miktarları ürün ekimi ve dikiminden önce ilan edilmelidir. Örneğin, 18 üründe 2021/2022 dönemi için açıklanan prim desteklerinde çay dışında artış olmadı. Bunu baz alan üreticilerimiz kalan 17 ürünün üretiminden uzaklaşacaktır. Bu ürünlerin birçoğu arz açığı verdiğimiz ürünlerdir. Bunların üretimlerinin ön plana çıkarılması ve üretim planlarına dahil edilmesi gerekiyor. Bunun gibi yem bitkilerine verilen desteğin de artırılmamasının hayvansal üretime sekte vurmasının ihtimal dahilinde olduğu göz ardı edilmemelidir. Doğrusu şudur ki 2022/2023 üretim sezonuna başlayacağımız bugünlerde çiftçinin önünü görebilmesi açısından en azından kışlık ekimi yapılan ürünler için 2023 destekleri açıklanmalıdır. Diğer yandan, gübre ve mazotta 2022 destek ödemelerinin öne çekilmesi önemli bir gelişmedir.”