Haber: EDDA SÖNMEZ – Kamera: FAHRETTİN ÖZTÜRK
Demirören Grubu’nun kredi borçlarına karşılık Ziraat Bankası’na geçtiği belirtilen İstanbul’un Göktürk Mahallesi’ndeki Kemerköy Sitesi Golf Sahası’na, Emlak Konut GYO’nun inşa edeceği proje için bugün de iş makineleri çevik polis eşliğinde girdi. Dün, iş makinelerini engellemek isteyen site sakinleri ve Göktürklüler, yeşil nöbetine bugün de devam ediyor. Bölge sakini, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç, “Kime gittiysek hep ‘Yukardan emir var’ deniyor. Emir komuta zincirinin tepesinde de Cumhurbaşkanı var. Ondan bunun durdurulması emri gelene kadar da direneceğiz. Yeşilimize çökenlere hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz” dedi.
Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ, Demirören Grubu’nun borçlarına karşılık Ziraat Bankası’na devredilen İstanbul Kemerburgaz’daki 224 bin metrekarelik araziyi yapılaşmaya açtı. Demirören Holding’in Ziraat Bankası’ndan aldığı 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediye karşılık ipotek ettirdiği ve kredi borcunu ödemediği için Ziraat Bankası’na devredilen araziye konut inşa edileceği belirtildi.
İnşa edileceği belirtilen konut projesine engel olmak isteyen Kemerköy Sitesi sakinleri, dün başlattıkları direniş eylemlerine bugün de devam ediyor.
Kemerköy Sitesi sakini Sırma Ataç, iş makinalarının yeşil alanı kazmaya başlamasından yaklaşık yarım saat sonra mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini, buna çok sevindiklerini ancak 3 dakika duran iş makinalarının yeniden çalıştırıldığını belirterek, şunları söyledi:
“BURADAKİ YEŞİL ALANA ŞU ŞEKİLDE İNŞAAT YAPILMASI TAMAMEN HUKUKSUZ: Bu gördüğünüz yeşil alanlarda şu şekilde inşaat yapılması tamamen hukuksuz bildiğiniz gibi. Yıllardır devam eden, defalarca mahkemelerde zaten hukuksuz olduğu kanıtlanmış olan bir süreç. Hiç anlamadığımız apayrı bir yoldan bir izin oluşturarak, dün işte burada bütün bu site sakinlerinin, Göktürklülerin karşı koyma çabasına rağmen bir şekilde zorla girildi bu araziye. Vinçler çok hızlı bir şekilde işte gördüğünüz çukurları kazdı, yeşil alanı anında yok etmek için.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI ÇIKTI, VİNÇLER SADECE 3 DAKİKA DURDU: Üç gün sonra geldiğimizde burada yeşil görmeyeceğiz. Dün aslında öğlen vakti tam onlar girdikten yarım saat sonra yürütmeyi durdurma kararı çıktı. İşte hepimiz sevindik vinçler durdu ama sadece 3 dakika sürdü. 3 dakika sonra dediler ki ‘Yok biz kararı tanımayacağız.’ Neye istinaden yani ‘Biz tanımayacağız’ dediler. Herhangi bir gerekçeye gerek görmüyor kimse, anladığım kadarıyla. Kalbimiz parçalanıyor. Dün işte sonra çocukları okuldan almaya gittim. Oğlum çıktı işte heyecanlı ağzı kulaklarında işte öğretmenim ‘Durdurmuşlar inşaatı’ dedi. ‘Ev yapılmayacakmış’ dedi. ‘Doğru mu’ dedi? O kadar mutlu ki yani bir şey diyemedim. ‘Bakalım inşallah’ dedim. Yani inşallah bunun üstesinden geleceğiz ve durduracağız.
ÜMİTSİZİZ ÇÜNKÜ HUKUKSUZLUĞUN OLDUĞU ANDA NEREYE BAŞVURACAKSINIZ Kİ BÖYLE BİR HALDE ÜLKEMİZ: Ama şu anda hakikaten biraz ümitsiziz. Çünkü hukuksuzluk olduğu anda nereye başvuracaksınız ki? Yani tekrar mahkemeye gitseniz, tekrar mahkeme ‘Evet hukuksuzdur’ dese ne yazar? Böyle bir halde ülkemiz. Maalesef çok acı yani. Bizi oyalıyorlar tamamen, benim anladığım kadarıyla. Yani işte ‘Şimdi gidin, sonra gelin’ usulü. Kimse bir sorumluluk almak istemiyor. Aslında yapılan katliamın herkes farkında. Yani bu yeşillik alanın talan edildiğinin herkes farkında ama kimse sorumluluk almak istemiyor, benim gördüğüm kadarıyla.”
Kemerköy Sitesi sakinlerinden SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç da burada yeşil alana yapılan müdahaleyi kabul etmediklerini belirterek, tüm Türkiye’den mücadelelerine destek beklediklerini söyledi. Onanç, şunları dile getirdi:
“YEŞİLİMİZE ÇÖKENLERE HİÇBİR ŞEKİLDE İZİN VERMEYECEĞİZ: Benim gördüğüm şöyle yukarıdan emir var. Şu anda kime sorsak yani en küçük polisten Çevik Kuvvet’ten, en üst komisere, onun üstündeki kaymakama kadar bizim şu ana kadar gittiğimiz merciiler bunlar. Hep yukarıdan talimat olduğu söyleniyor. Hep bir emir komuta zincirinde işliyor bunlar herhalde. Bunun en yukarısı da tepe noktası da Cumhurbaşkanıdır diye düşünüyoruz. Yani bütün ülkede kararları o verdiğine göre ve Cumhurbaşkanımızın bu katliamı durdurmasını bekliyoruz. Nasıl başlatıldıysa, nasıl hukuk bunun durdurulmasını emrettiyse o zaman bütün bu emir komuta zincirinin en üst noktasındaki Cumhurbaşkanı’nın da bunu durdurmasını, bütün herkese emretmesini bekleyeceğiz herhalde. Ama o emiri bekleyene kadar biz de direneceğiz, biz de bütün bireysel haklarımızı, çevre haklarımızı, yeşilimizi korumaya devam edeceğiz, nöbetimiz devam edeceğiz. Yeşilimize çökenlere de hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz.
BU YEŞİL HEPİMİZİN. HERKESİN BİZE DESTEK VERMESİNİ BEKLİYORUZ: Şimdi aslında gördüğünüz üzere her tarafı yine polis güçleri ile tıkamışlar. Biz aradan geldik ki buralar bizim aslında, buralar bizim bahçemiz bizim evimiz burası. Şu anda polis arkadaşlar herhalde bize doğru geliyorlar bizi buradan çıkarmak üzere. Onlar, bize ait olan alanları müteahhit ve onun alt taşeronlarına vermek için buradalar. Bizi çıkarıyorlar onları korumak adına burada büyük bir haksızlık, hukuksuzluk var. Buralar bizim, bu yeşil bizim, hatta bizim de değil yani burası sadece Göktürk’e ait değil, İstanbul’a ait. Yani buraya bütün İstanbulluların gelmesi lazım, Türkiye’nin gelmesi lazım. Nasıl biz Rize’deki Ayşe teyzenin çığlığına koştuysak, bugün bütün Türkiye’den buraya bizim çığlığımıza herkesin gelmesi gerekiyor. Burası sadece bize ait değil İstanbul’a ait. Burası Türkiye’ye ait. Şu yapılan bütün bu tahribat, bu talan sadece Göktürk’e yapılmadı bütün Türkiye’ye karşı yapıldı. O yüzden bütün herkesin gelip bizimle bu mücadelede, bize el vermelerini bize destek olmalarını istiyoruz.”