İsrail polisinin eşlik ettiği yüzlerce Yahudi, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’nın avlusuna girdi.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail polisi korumasındaki 192 fanatik Yahudi’nin sabah ve öğleden sonra Mescid-i Aksa’nın güneybatısında bulunan El-Meğaribe (Fas) Kapısı’ndan girerek Harem-i Şerif’e baskın düzenlediği belirtildi.
İsrail polisinin korumasındaki Yahudi grupların, Harem-i Şerif’in avlularında dolaştıktan sonra Mescid-i Aksa’dan ayrıldığı ifade edildi.
Yahudi takvimine göre Hanuka (Işık) Bayramı’nın kutlandığı bugünlerde fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik provokatif baskınlarında artış yaşanıyor.
Fanatik Yahudi yerleşimci grupların özellikle Yahudi kutsal günlerini fırsat bilerek organize ettiği bu tür baskınlar, bölgede gerginliğin tırmanmasına neden oluyor.
Yerleşimci gruplar, 18-26 Aralık tarihleri arasında kutlanan Hanuka Bayramı bahanesiyle Mescid-i Aksa’ya yönelik baskın çağrılarını yoğunlaştırmıştı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa ve Kudüs’teki vakıflar; İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden Yahudiler, 2003’ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail’in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri “baskın” olarak nitelendiriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisinin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde “Süleyman Mabedi” kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Mescid-i Aksa’da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.