Netflix ile Warner Bros arasında gündeme gelen dev birleşme, medya sektöründe büyük bir kırılma yaratırken, beklenmedik bir çıkış sürecin yönünü tamamen değiştirdi. ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmayla ilgili doğrudan açıklama yaparak sürece müdahil olacağını duyurdu. Bu açıklama, yalnızca şirketler arası rekabeti değil, siyasi dengeleri de hareketlendirdi.
Netflix’in Warner Bros içerik evrenini bünyesine katması halinde, sinema ve dizi sektöründe tek elde yoğunlaşmış dev bir içerik gücü oluşacağı konuşuluyordu. Hollywood’un önemli stüdyo arşivlerinden HBO yapımlarına, film haklarından yayın platformlarına kadar geniş bir alanı kapsayan bu birleşme, küresel medya düzenini değiştirecek büyüklükte bir adım olarak değerlendiriliyordu.
Tam da bu noktada Trump’ın açıklaması tartışmayı başka bir boyuta taşıdı. Başkan, anlaşmanın ekonomik etkilerinin yanı sıra rekabet şartları açısından da inceleneceğini belirterek, “pazar hâkimiyetinin tüketiciyi olumsuz etkileyebileceğini” söyledi. Bu çıkış, anlaşmanın devlet denetimi olmadan ilerlemeyeceğini kesinleştirmiş oldu. Sektörde ise “Trump, birleşmeyi frenliyor mu?” sorusu öne çıktı.
Uzmanlara göre bu müdahale, medya sektöründe içerik çeşitliliği, bağımsız yapımcıların geleceği ve yayın platformları arasındaki rekabet düzeni açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Birleşmenin gerçekleşmesi durumunda Netflix’in rakiplerine karşı büyük bir üstünlük sağlayacağı; buna bağlı olarak fiyat politikası, içerik dağıtımı ve telif pazarının da ciddi şekilde etkilenebileceği yorumları yapılıyor.
Trump’ın açıklaması, hem Wall Street hem de Hollywood’da soru işaretlerine yol açtı. Şimdi gözler, birleşmenin rekabet kurumları tarafından nasıl değerlendirileceğinde. Sürecin siyasal kontrollere takılıp takılmayacağı, medya dünyasında yeni bir dönemin başlangıcını belirleyecek.




