Türkiye’de mali suçlarla mücadele kapsamında İstanbul merkezli yürütülen önemli bir soruşturmada çarpıcı bir gelişme yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinasyonu ile İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, vergi kaçakçılığı, sahtecilik, suç örgütü kurma ve suçtan kaynaklanan malvarlığını aklama gibi iddialar üzerine 5 farklı ilde eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyon kapsamında toplam 26 şirket ve mali müşavirler ile bağlantılı adreslere baskınlar yapıldı ve ciddi bulgular elde edildi.
Sabahın erken saatlerinde başlatılan operasyonlarda Demir Holding, Cavitech Denizcilik ve Ses Yapı gibi firmaların da aralarında bulunduğu 26 şirkete yönelik aramalar gerçekleştirildi. Soruşturma kapsamında toplam 43 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkartıldı ve aralarında 26 mali müşavirin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Aramalar ve delil toplama işlemleri halen sürüyor.
Soruşturma kapsamında yürütülen incelemelerde, şüphelilerin hayali ticaret düzenekleri, sahte fatura kullanımı ve yasal olmayan yöntemlerle ekonomik haksız kazanç sağlama gibi faaliyetlerde bulundukları yönünde güçlü bulgular elde edildi. İddialara göre bu kişiler, mevcut şirket yapıları üzerinden gerçek dışı ticari ilişkiler oluşturarak devletin vergi gelirine zarar verdikleri ve ekonomik sisteme sahte yollarla meşruiyet kazandırmaya çalıştıkları yönünde ciddi veriler toplandı.
Operasyon sadece ekonomik suçlarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda bu yapıların suç gelirlerini aklama, resmi belgede sahtecilik ve vergi kaçakçılığı gibi ağır suçlara da karıştığı değerlendirilerek geniş çaplı yürütüldü. Bu çerçevede gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri alınırken, delillerin adli süreçte değerlendirileceği ve soruşturmanın derinleştirilerek sürdürüleceği açıklandı.
Operasyonun devam ettiği illerdeki bilgisayar, belge ve diğer dijital materyaller üzerinde de incelemeler yapılırken, başsavcılığın bu tip mali suçların önlenmesi ve etkin bir şekilde soruşturulması için kararlı bir duruş sergilediği bildirildi. Uzmanlar, bu tür sistematik sahtecilik ve vergi suistimallerinin ekonomik istikrara zarar verdiğini ve vatandaşın vergi güvenini zedelediğini belirterek, hukuki süreçlerin hızlı bir şekilde işletilmesinin önemine dikkat çekiyor.
Bu büyük operasyon, mali suçlarla mücadelede devlet kurumlarının iş birliği ile yürütülen kapsamlı çalışmaların bir parçası olarak değerlendiriliyor. Kamuoyunda da geniş yankı bulan bu gelişme, benzer suçların erken aşamada tespit edilerek önlenmesi adına da önemli bir örnek teşkil ediyor.
