Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin son dönemdeki performansı ve küresel konumu hakkında kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Bakan Şimşek, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünde kaydedilen ilerlemenin sadece rakamsal verilerle sınırlı kalmadığını; aynı zamanda 8 komşu ülkenin ekonomilerinin toplamından daha büyük ekonomiler arasında yer aldığını belirterek oldukça güçlü bir bölgesel konum elde edildiğini vurguladı. Bu açıklama, Türkiye’nin ekonomik performansının sadece iç piyasa dinamikleriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ekonomik karşılaştırmalarda da dikkat çekici bir seviyeye ulaştığını gösteriyor.
Şimşek, konuşmasında Türkiye’nin 2002 yılından bu yana ekonomik olarak önemli bir dönüşüm geçirdiğini ifade etti. Buna göre ülke, nominal olarak dünyanın 21’inci ekonomisinden 16’ncı sıraya, satın alma gücü paritesine göre ise dünyanın en büyük 16 ekonomisinden 11’inci en büyük ekonomi konumuna yükseldiğini belirtti. Bu ilerlemeyle birlikte Türkiye, sadece kendi coğrafyasının değil, bölgesel ekonomik güç dengelerinin de önemli bir aktörü haline geldi.
Mehmet Şimşek ayrıca Türkiye’nin imalat sanayindeki gücüne, organize sanayi bölgelerinin artışına ve ekonomik üretim kapasitesine işaret ederek ülkenin sanayi altyapısının genişlediğini dile getirdi. Sanayi üretimindeki bu gelişimin, Türkiye’nin küresel üretim ve tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirdiğini, bu sayede ekonomik büyümenin sürdürülebilir hale geldiğini anlattı.
Türkiye’nin turizm ve sağlık turizmi gibi hizmet sektörlerinde de kayda değer başarılar elde ettiğine değinen Şimşek, bu alanlarda ülkenin hem gelir hem de uluslararası rekabet açısından üst sıralara çıktığını ifade etti. Özellikle turizmde dünyanın önde gelen destinasyonları arasında yer alma başarısı, ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağlıyor.
Toplantıda ayrıca Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmaları, ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi, ticaret koridorlarının genişletilmesi ve uluslararası yatırım çekme kapasitesinin artırılması gibi stratejik alanlara yönelik politikaların da önemine vurgu yapıldı. Bu politikaların, Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel ekonomik ağlarda daha etkin bir aktör olmasına katkı sağladığı ifade edildi.
Şimşek’in bu değerlendirmesi, Türkiye ekonomisinin küresel ekonomik konjonktürde güçlü bir şekilde var olduğunu göstermesi açısından dikkat çekiyor. Özellikle komşu ülkelerin toplam ekonomik büyüklüğünü aşan bir ekonomik yapı olarak tanımlanması, ülkenin bölgesel ekonomideki konumunu daha da belirginleştiriyor.




