İZMİR’de 2 yıl önce meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depreme gittikleri dişçide yakalanan ve yıkılan binada oğlu Mahmut Baran Karael (6) ile kayınvalidesi Belgin Özcan’ı (45) yitiren Sabri Karael (36), “Üçümüz dişçiye girdik. Bir refakatçi alındığı söylenince aşağıya indim. Beklerken, deprem başladı. İçeri girmek istedim ama bina çöktü. Acılarımız ilk günkü kadar taze. 9 ay sonra Baran’ın kardeşi dünyaya geldi. Adını ‘Umut’ koyduk. İnşallah umudumuz olur. Bazen farkında olmadan ona ‘Baran’ diye sesleniyorum” dedi.
Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin üzerinden 2 yıl geçti. Onlarca binanın yıkılıp hasar gördüğü depremde 117 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Deprem nedeniyle yakınlarını yitiren acılı vatandaşlardan biri de bir restoranda garsonluk yapan Sabri Karael oldu. Karael, depremin olduğu gün ilkokul birinci sınıf öğrencisi oğlu Baran’ın sata 15.00’teki randevu su için Rıza Bey Apartmanı’na birinci kattaki dişçiye kayınvalidesi Belgin Özcan ile birlikte gitti. Karael’e pandemi nedeniyle bir kişinin refakatçi olması gerektiği söylenince dışarıya çıkıp, beklemeye başladı. Bu sırada meydana gelen depremde Karael’in oğlu Baran ve kayınvalidesi Özcan, yıkılan binanın enkazı altında kaldı. Arama kurtarma ekiplerinin çalışmaları sürerken, Baran Karael ile anneannesi Özcan’ın cansız bedenleri çıkarıldı. 5 gün boyunca yakınlarını bekleyen Karael ailesi, aldıkları acı haberle sarsıldı. Belgin Özcan ve torunu Mahmut Baran Karael’in yakınları tarafından alınan cenazeleri, memleketleri Aydın’ın Nazilli ilçesine götürüldü. Anneanne ve torunu, Eğriboyun Mezarlığı’nda toprağa verildi.
‘APARTMANA GİRMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜM SIRADA ÇÖKTÜ’Kayıpları nedeniyle çok zor günler geçirdiklerini dile getiren Sabri Karael, “Öncelikle o günün acısı tarif edilemez. Allah kimsenin başına böyle bir acı vermesin. O gün Baran’ın diş randevusu vardı. Ben, kayınvalidem ve oğlum dişçiye gittik. Hep birlikte yukarı çıktık. Pandemi nedeniyle birden fazla refakatçı bulunmaması istendi. Bu nedenle ben dışarı çıktım. Bu sırada sarsıntılar başladı. Caddedeki dükkanlardan insanların dışarı kaçıştığını gördüm. Dişçiden de dışarıya doktorlar çıkmıştı. Ben yanlarına koştum. Binaya girmeyi düşündüm. Bu sırada apartman çöktü. Molozlar bana da isabet etti. Çok büyük toz bulutu yükseldi” dedi.’UMUTLU BEKLEYİŞİMİZ 5 GÜN SÜRDÜ’Depremden hemen sonra çaresiz hissettiğini belirten Karael, şunları söyledi: “Dünyam yıkıldı. ‘Zaman geriye döner mi?’ diye düşündüm. Çocuğumun diş tedavisinden sonra yanıma gelmesini beklerken, ortaya çıkan enkazı görünce dünyam karardı. Dizlerimin üstüne çöktüm. Allah’ım dedim. Hayırlısı neyse o olsun. O’nu sen verdin, almak istersen de takdir senin dedim. Devasa bir enkaz vardı. Elimden geldiğince moloz ve taş yığınlarını kaldırmak isterdim. Yardımın gelmesi de biraz zaman aldı. ‘Aynı gün çıkarlar mı?’ diye büyük bir umudum vardı. Diş kliniğinde çalışan bir personel ile görüştüm. Bana ‘Biz kaçarken hemen arkamızdalardı’ dedi. İçeriyi az çok bildiğim için kendimce hesap yaptım. Depreme şurada yakalanmışlardır, açık alana gelmişler, belki kurtulmuşlardır diye umutlandım. Umutlu bekleyişimiz 5 gün sürdü.”‘GECE UYURKEN YATAKTAN SIÇRIYORUM’Yakınlarının 5 gün sonra çıkarıldığında hala yaşadıklarına dair umudu olduğunu dile getiren Karael, “Bize ‘Sizinkiler çıktı dendi’ Öldüklerini bilmiyorduk. Ege Üniversitesi’ne gitmemiz gerektiği söylendi. Hastane odasında beklerken, morga gitmem gerektiği söylendi. Morga girdik. Anlatması bile çok zor. Evlat acısını anlatamam. Evladımı morgda gördüm, dünyam karardı. Bana sarılan evladımı ve kayınvalidemi orada görmek çok zor. ‘Ya sabır’ dedim. Zor süreç. Her gün bizim için zor geçiyor. Hep ilk günkü gibi acı yaşıyoruz. Gece uykularım kaçıyor. Gece uyurken yataktan sıçrıyorum. Sanki binalar üstüme yıkılıyormuş gibi geliyor. Özellikle evladımı toprağa verdiğim ilk gün çok zor geçti. Eve geldik. Zaman durmuş gibiydi. Ne yapacağımı şaşırdım” diye konuştu.’BAZEN UMUT’A ‘BARAN’ DİYE SESLENİYORUM’
Depremden sonra ‘Umut Bilgin’ adını verdikleri çocuklarının dünyaya geldiğini belirten Sabri Karael, “Şu an 9 aylık. Allah bahtını açık etsin. Allah kimseye de evlat acısı yaşatmasın. Adını ‘Umut’ koyduk. İnşallah umudumuz olur. Evlat farklı. Hiçbir evlat diğerinin yerini tutamaz. Bunu anne-babalar çok iyi bilir. Evlatların hepsi değerlidir. Bazen boşluğuma geliyor. Umut’a, ‘Baran’ diye sesleniyorum. Eşim duygulanıyor. Umut dünyaya geldi. Çok şükür diyorum. Allah gönlümüze göre verdi. İyi ki doğdu Umut paşam. Bir nebze de olsa varlığı, yüreğimize su serpti. Depremden hemen sonra telefonlar geliyor, birçok kişi başsağlığı dileklerini iletiyordu. Sonra yalnız kaldık. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. O gün yardım kuruluşları insanlara yardımcı olmaya çalışıyordu. Yardımcı olmak isteyen birçok vatandaş da oradaydı. Ama sonrası için bir kuruluş olsa ve insanları ziyaret edip yalnız bırakmasa çok güzel olurdu” ifadelerini kullandı.