Uluslararası Sanatçılar Platformu Derneği (USAP) Başkanı Doç. Dr. Bünyamin Aydemir, Boğaziçi Film Festivali kapanış töreninde yönetmen Özcan Alper’in aldığı ödülü Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) iftira atan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya armağan etmesini kınayan bir mesaj yayımladı.
Doç. Dr. Aydemir, mesajında, Alper’in ödülünü Fincancı’ya armağan etmesinin terör örgütü PKK’ya açıktan destek niteliği taşıdığını belirtti.
Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 10. kez düzenlenen Boğaziçi Film Festivali ödül töreninin amacından saptırıldığını ve adeta terör örgütü propagandasına ev sahipliği yapar hale getirildiğini öne süren Aydemir, törendeki konuşmayla ülkede infiale sebep olan yönetmen Alper’in ise bir yerlerden talimat almışçasına açıktan bir meydan okumaya giriştiğini bildirdi.
Aydemir, böylesi törenlerin özellikle son yıllarda çirkin siyasi şovlara ve ideolojik propaganda alanlarına dönüştürüldüğüne değinerek, şöyle devam etti:
“Akıl, vicdan alır gibi değil. Birisi çıkıp bu ülkenin en önemli değerlerinden olan TSK’ye, terör örgütüyle mücadelesini hedef alırcasına aşağılık bir şekilde iftira atıyor, sonrasında bir yönetmen çıkıp alığı ödülü, adeta PKK’nın sözcülüğünü yapan bu müfteriye adadığını söylüyor. Salondakiler ise elleri patlarcasına alkışlıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, bu nasıl bir hainlik, bu nasıl bir cürettir?”
Bir sanatçının en son duracağı safın terör örgütlerinin yanı olabileceğini, oysa Türkiye’de önemli yerleri işgal eden bir takım insanların açıktan terör örgütlerinin destekçileri olduğunu da aktaran Aydemir, bu kişilerin amaçlarının kendilerini yönlendiren güç odaklarına koşulsuz biat ederek kişisel çıkar sağlamak olduğunu, dolayısıyla bu kişilerin gerçekte ipleri başka yerlerde olan mandacı kukla tipler olduğunu kaydetti.
Aydemir, Türkiye’de sanat ve kültür alanındaki önemli köşe taşlarının genellikle bu türden kişilerin elinde bulunduğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Terör örgütlerinin ya da ideolojik saplantılarının aktif birer üyesi gibi çalışan bu türden kişiler hep kendilerinden olanı destekler, kendilerinden olanlara ödül verir, kendileri gibi olanları bir yerlere taşırlar veya bu türden kişiler kendileri gibi olamayanları dışlar, düşmanlaştırır, ötekileştirir, bir öcü gibi manipüle edip onlara adeta yaşam alanı bırakmazlar. Bu bakış açısının, bu yaklaşımın ne insancıllıkla ne sanatla ne eğitimle ne de nitelikle ilişkisi yoktur. Bunlar kendi sığ dünyalarının fanatikleridirler, holiganlarıdırlar. Fakat maalesef sayıları azımsanamayacak kadar çok ve önemli yerlerdedirler.”