YUNANİSTAN, yasa dışı yollardan ülkelerine geçen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu bir grup göçmeni darbedip, para ve telefonlarını aldıktan sonra uluslararası hukuka aykırı olarak Meriç Nehri üzerinden botla Türkiye’ye geri itti. Yunan güvenlik güçlerinin darbettiği İranlı Alınır Rashadi (22), “Yunanistan tarafında beni 4-5 kişi birden dövdüler. O kadar çok dövdüler ki bayıldım. Sonra kendime geldiğimde bizi aldılar, botla geri gönderdiler. Yumrukla tekmeyle ağaçla vurdular” dedi.
Edirne’den yasa dışı yollarla Yunanistan’a geçen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu bir grup göçmen, Yunan sınır güvenlik güçlerine yakalandı. Güvenlik güçleri, göçmenleri birkaç gün bilinmeyen yerde tuttuktan sonra üzerlerindeki para, değerli eşya ve kıyafetlerini alıp, döverek Meriç Nehri üzerinden Türkiye’ye itti. Bazı göçmenleri nehrin ortasına kadar getirip burada yarı çıplak suya atan Yunan unsurları, bölgede geceleri 0 dereceye kadar düşen dondurucu soğukta ölüme terk etti. Az ve susuz geri itilirken, soğuk havada saatlerce hayatta kalma mücadelesi veren göçmenlere Türk askerleri sahip çıktı. Yorgun ve yaralı durumda olan göçmenler, ateş yakılarak ısıtıldıktan sonra Edirne’de tedavi edildi, İl Göç İdaresi’ne götürüldü.
‘KADINLARI DA DÖVDÜLER’
Yunanistan’da yakalanan ve yanlarında çocukların da bulunduğu Afganistan uyruklu kadın göçmenler, büyük korku yaşadıklarını anlattı. Korktukları için yüzlerini gizleyen kadınlardan Zehra Etayi (19), geçtikleri Yunanistan’da yakalandıktan sonra askerlerin kendilerini bilinmeyen noktaya götürdüğünü söyledi. Etayi, “Orada bizleri dövdüler, kıymetli eşyalarımızı aldılar ve bizi ayaklarımız çıplak halde tekrar Türkiye tarafına gönderdiler. Biz orada 3 gece kaldık. Orada bize yemek ya da su vermediler hatta bizlere pis su içirdiler. Bizi nereye götürdüklerini bilmiyoruz. Yanımızda kendi gıdalarımız da vardı fakat onları da aldılar. Bizi Türkiye’deki gümrük duvarına doğru getirdiler, orada bıraktılar. Çok fazlaydık, 45 kişi civarı. Gece çok soğuktu, orada kaldık. Geceden sabaha kadar o soğukta kaldık. Türkiye tarafına geçtikten sonra Türk askeri bize ateş yaktı, ısınmamızı sağladı sonrasında bize yemek verdi. Daha sonrasında otobüs çağırdı ve bizleri buraya getirdi. Yunanistan üzerinden Almanya’ya gitmek istiyordum” dedi.
‘DÖVDÜLER, MERİÇ NEHRİ’NE ATTILAR’
Göçmenlerden İran uyruklu Alınur Rashadi ise geçtikleri Yunanistan tarafında askerlere yakalandıklarını söyledi. Aldığı darbelerle yüzünde morluklar oluşan ve tedavi gören Rashadi, “Biz o tarafa geçtik, bizi askerler yakaladı. Bizim bir rehber vardı, o kaçtı. Askerler bizi dövdü. Bize, ‘O nereye gitti? Onun yerini bize göster’ diye sordu. Biz de bilmiyoruz, diye söyledik ama bize daha sert vurdu sonra bizi bir aracın arkasına doldurdular. 30-40 kişi birden yakalamıştılar. Bizi Meriç’e doğru geri gönderdiler. Bizim eşyalarımızın hepsini aldılar. Bazılarını benim gibi yeniden dövdüler, bazılarını dövmediler. Ayakkabılarımızı, elbiselerimizi, paralarımızı, cep telefonlarımızı, her şeyimizi elimizden aldılar. Sonra birazımızı botlarla Türkiye’ye gönderdiler, birazımızı Meriç’in ortasında suya attılar. Biz de yüzerek Türkiye doğru geldik. Orada Türkiye’nin askerleri bize ateş yaktılar. Yunanistan tarafında beni 4-5 kişi birden dövdüler. O kadar çok dövdüler ki ben bayıldım. Sonra kendime geldiğimde bizi aldılar, botla geri gönderdiler. Yumrukla tekmeyle ağaçla her şeyle vurdular. Ellerine ne geçerse onunla vurdular. Tanınmaz haldeydim, gözlerim şişmişti. Şimdi çok daha iyiyim. Ateş yaktıktan sonra ambulansa haber verdiler. Beni hastaneye götürdüler. Orada ilk müdahaleler oldu. İlaç verdiler sonra buraya geldik. Burada bize her şeyi ayarladılar, sağlam yemekler verdiler. Şimdi çok daha iyiyim. Daha karar vermedim ama birkaç aylığına Türkiye’de kalmak istiyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açacağız. Bize avukat ayarladılar, avukatla görüşeceğiz” diye konuştu.
‘NEHRİN ORASINDA SİLAH GÖSTERİP SUYA BIRAKTILAR’
Yunan unsurları tarafından darbedilen Fas uyruklu Abdulsamed Ganda ile Hamza Gurir, vücutlarındaki yaraları gösterdi. Abdulsamed Ganda, Meriç Nehri üzerinden botla Yunanistan’a geçtiklerini belirterek, “Daha sonra bir tren yoluna vardığımızda Yunan askerleri bizi orada yakaladılar. 4 kişiydik. Bizi yere yatırdılar. Kıyafetlerimizi çıkarttırdılar, paralarımızı aldılar. Sopalarla bize vurdular. 4 asker bizi araçlarının yanına götürdüler. Daha sonra 5 asker daha geldi. Daha sonra bizi araçlara bindirip kampa götürdüler. O kampta 24 saat kaldık. Kampa götürdükten sonra sadece iç çamaşırıyla kalacak şekilde üzerimizi çıkarttırdılar. Daha sonra geri götürmek üzere yola çıktık. Her araçta yaklaşık 40 kişi vardı. Türkiye sınırına yakın tel örgülerin yanına getirdiler. Daha sonra bizi 10’ar kişi olarak botlara bindirdiler. Botları kullanan 2 kişi vardı ama suyun ortasına vardığımızda bizi silah göstererek suya bıraktılar. Kendi imkanlarımızla uğraşarak çıkmaya çalıştık, çok zordu. Daha sonra Türk askeri bizi gördü. Bizim için ateş yaktılar. Bize giysiler verdiler” dedi.