TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Akif Çağatay Kılıç, Almanya’da yaşayan Türklerin ortaya koyduğu çalışmaların ve çabaların, Almanya’nın bugünkü Almanya olmasında büyük etkisi bulunduğunu söyledi.
Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun Almanya’da gerçekleştirdiği 5 günlük resmi temaslar çerçevesinde Almanya’da bulunan Kılıç, Gelsenkirchen kentinde Türk sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Kılıç, “Burada oluşturulan binalar ve yapılar, nesillerini burada yetiştirmiş insanların buradaki köklerinin nasıl sağlam olduğu ve nasıl kök salındığının en büyük göstergesi. Bugünkü Almanya toplumu artık çok farklı ülkelerden, farklı kültürlerden, Almanya’ya gelmiş, yerleşmiş, göç etmiş, artık hayatını burada idame ettiren, geleceğini burada gören insanların oluşturduğu bir toplum. Siz de bu toplumun ana unsurlarından birisiniz.” dedi.
Solingen’de 5 evladını yitiren Durmuş Genç’i dün akşam evlerinde ziyaret ettiklerini hatırlatan Kılıç, şunları kaydetti:
“Büyük acılar yaşandı, bu acılar karşısında içimizden birçok kişi çok vakur duruşlar sergiledi. Açık söyleyeyim rahmetli Mevlüde annenin ve Durmuş amcanın ortaya koymuş olduğu duruşu ben gösterebilir miydim açıkçası çok emin değilim, öyle büyük bir acının karşısında. Dolayısıyla bunlar insani anlamdaki çok farklı değerlerdir. Siz bu toplumun ana unsuru olan bir parçasısınız. Sizlerin burada ortaya koymuş olduğu çalışmaların, çabaların, Almanya’nın bugünkü Almanya olmasında büyük etkisi var.”
Çok sayıda Türkün yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki okullarda verilen Türkçe derslerine öğrencilerin katılımının önemine değinen Kılıç, “Buradaki temel unsur dilimizin öğrenilip unutulmaması ve hafızada kalması. Buranın bir parçası olsak dahi dilimizin korunması önemli diye düşünüyorum. Bu konu üzerine biraz daha fazla eğilmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
Son dönemlerde artış gösteren ırkçı saldırılara da değinen Kılıç, “Yurtdışı Türkler Başkanlığımız bu konudaki yakın takibiyle bizleri de bilgilendiriyor. Farklı seviyelerdeki Alman makamlarının bu konudaki derinliği konusunda birtakım şüphelere sahip. Ancak alanda yaşananlar daha derin bir ırkçılık yapısının varlığına işaret ediyor. Biz bunu NSU davalarında gördük ama ondan sonra NSU 2.0 diye tabir edilen gelişmeleri de gördük. Yasa dışı işlenen ırkçı cinayetlerde federal yapıdaki birtakım eksikliklerden de faydalandıklarını müşahede ettik.” değerlendirmesinde bulundu.