Bilim insanları, olası bir küresel nükleer savaşın ardından yaşanabilecek felaket senaryolarına ilişkin yeni veriler paylaştı. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, nükleer savaş sonrası ortaya çıkabilecek “nükleer kış” sürecinin, tarımsal üretimi çökertip milyarlarca insanın açlıktan ölmesine yol açabileceğini açıkladı.
Araştırmada, nükleer patlamalar sonucu atmosfere karışacak kurum ve duman partiküllerinin güneş ışığını engelleyeceği, bunun da dünya genelinde sıcaklıkların keskin şekilde düşmesine neden olacağı belirtildi. Bu durum, başta mısır olmak üzere temel tarım ürünlerinin üretiminde dramatik düşüşler yaratacak. Simülasyon sonuçlarına göre, atmosfere karışacak kurum miktarına bağlı olarak küresel mısır üretimi yüzde 7 ile yüzde 80 arasında azalabilir.
Bilim insanları, 5,5 milyon ton kurumun atmosfere yayılacağı bölgesel bir savaş senaryosunda mısır üretiminin yüzde 7 oranında düşeceğini, 165 milyon ton kurumun ortaya çıkacağı küresel bir savaş senaryosunda ise üretimde yüzde 80’e varan çöküş yaşanacağını ifade ediyor. Böyle bir durumda dünya genelinde gıda tedarik zincirlerinin tamamen kırılabileceği, ülkelerin stoklarını hızla tüketip kıtlıkla karşı karşıya kalacağı vurgulanıyor.
Ayrıca nükleer patlamaların ozon tabakasına da ciddi zarar vereceği ve ultraviyole (UV-B) ışınlarının yeryüzüne daha yoğun ulaşacağı belirtiliyor. Bu durum, bitki dokularına ciddi hasar vererek tarımsal üretimi daha da olumsuz etkileyecek. Araştırmacılar, tarımın toparlanmasının en iyi senaryoda bile 7 ila 12 yıl sürebileceğini ifade ediyor.
Uzmanlar, olası bir nükleer savaş senaryosuna karşı “tarımsal dayanıklılık kitleri” geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu kitlerin, farklı iklim ve çevre koşullarına uygun, dayanıklı tohumlar içermesi ve acil gıda üretimi için kullanılabilecek teknolojiler barındırması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca uluslararası toplumun nükleer silah kullanımını önlemek için diplomatik önlemleri artırması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, bilim insanları bu senaryonun sadece uzak bir ihtimal olmadığını, mevcut küresel gerilimlerin ve silahlanma yarışının böyle bir felaketin kapısını aralayabileceğini belirtiyor. “Hayatta kalmak istiyorsak, düşünülemeyecek sonuçlara bile hazırlıklı olmalıyız” ifadeleriyle uyarılarını tekrarlıyorlar.
